Sağlık Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuşan EMEP’li Karaca: Sisteminiz ölüm, hastalık ve çete yaratarak kâr ediyor

“`html

T24 Haber Merkezi

Sağlık Bakanlığı’nın bütçe müzakerelerinde söz alan EMEP Milletvekili Sevda Karaca, “Mevcut sistem, vatandaşları hasta etmeye yönelik çalışmalar yapıyor ve bu durum, yerli ve yabancı sermaye sahiplerine hasta garantisi sunuyor” şeklinde konuştu.

Karaca, şehir hastaneleri aracılığıyla yatırımcıların hasta garantisi aldığını belirterek bu yaklaşımın sağlık sorunlarını artırarak kâr elde ettiğini ifade etti. Sağlık Bakanlığı’nın zamanla özel sektörü destekleyici adımlar attığını söyleyen Karaca, “Bu uygulamalar, sağlık hizmetlerini ticari bir alana dönüştürmekte ve sonuçta ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Yenidoğan ölümlerinde Sağlık Bakanlığı’nın sorumlu olmadığını söylemek ne kadar mantıklı?” ifadesini kullandı.

“Şehir Hastaneleri Yatırımcıları Hasta Garantisi Sunuyor”

Bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sadece “5 dakika” konuşma süresi olduğu hatırlatmasında bulunan Karaca, “Verdiğiniz bu kısa süre içinde, Sağlık Bakanlığı’nın tüm meselelerini derinlemesine açıklamamız mümkün değil. Hem siz, hem de Bakanlık aynı zamanda bir doktordan bir hastayı muayene edip tedavi etmesini bekliyor. Bu da son derece imkansız” dedi.

Bakanlığın bütçesinin asıl amacının, koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan kaynağın, tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılan bütçenin sadece üçte biri olmasından kaynaklandığını vurgulayan Karaca, bu durumu “Hastalığı önleyecek bir yaklaşım yerine, açıkça hastaların sayısını artırmayı planlamak demek.” şeklinde tanımladı. Karaca, bütçe teklifine göre, 17 şehir hastanesi müteahhidine üç yıl içinde 273 milyar lira kira ödeneceğini belirterek, bu miktarın Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin toplam maliyetiyle karşılaştırılabileceğini ifade etti.

Hasta garantisi verilen bir sistemde hastaların başına sağlık sorunlarının geleceğini, koruyucu sağlık hizmetlerinin ise arka plana atılacağını söyleyen Karaca, “Aşılara erişimi sınırlarsanız, geçmişte yok olan hastalıkların yeniden türemesine sebep olursunuz. Şehir hastanelerinde binlerce çocuk hastanın tedavi edilmesine yol açarsınız. Ya da aile hekimlerine kısıtlamalar getirerek hastaları daha uzak mesafelere yönlendirirsiniz.” diyerek eleştirilerini sürdürdü.

“Son 20 Yılda Hekim Başvuru Sayısı, Şiddet ve Özel Hastaneler Artıyor”

Sağlık Bakanlığı’nın “Sağlık İstatistiği Yıllıkları” verilerini yorumlayan Karaca, Bakanlığın “sayıları artırma” iddialarına yanıt vererek, “Hekime başvuru sayısının 2002’de tüm basamaklarda 208 milyon iken, 2023’te 1 milyara yaklaştığını biliyoruz. Yani, planladığınız gibi hasta sayısında beş kat artış sağladınız. Bir yurttaş ortalama 11,4 kez sağlık kuruluşuna başvuruyor; bu da sağlık çalışanlarının üzerindeki yükü artırıyor.” dedi.

Beyaz kod verilerinin paylaşılmadığını eleştiren Karaca, “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet giderek artmakta ve veteriner hekimler de benzer sorunlarla karşılaşmakta.” ifadesini kullandı.

“Özel Hastaneler Sağlık Sektörünün Üçte Birini Kontrol Ediyor”

Özel sektörün AKP döneminde desteklendiğini belirten Karaca, “2002’de 271 özel hastane varken, bu sayının 2023’te 565’e çıktığını ve özel sektörün sağlık sektörünün üçte birini kontrol eder hale geldiğini” açıkladı. TÜİK’in 2022 sağlık harcamaları istatistiklerine göre, özel sağlık harcamalarının öncelikle artarak kamu harcamalarının düştüğünü belirten Karaca, “2000 yılında cari sağlık harcamalarının %61,7’si kamuya ayrılırken, 2022 yılında bu oran %45,2’ye düştü.” dedi.

Özel sektöre destekleyen politikaların, sağlık hizmetlerini bir piyasa haline getirdiğini vurgulayan Karaca, “Yenidoğan yoğun bakımlarının %50’sinden fazlasının özel hastanelerde olduğunu görmek, bu hastaların da zorunlu olarak özel hastanelere yönlendirildiğini gösteriyor.” şeklinde konuştu.

“Sağlık Çalışanı İhracatında Rekor Düzeyde Artış Var!”

Sağlık sistemi ile ilgili sorunların çözümünün net olduğunu ifade eden Karaca, “Kamusal sağlık hizmetlerini özelleştirmekten vazgeçmeli ve sağlık hizmetlerini kamulaştırmalısınız.” şeklinde önerilerde bulundu ve şöyle devam etti: “Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek, hastalıkları önlemek için maliyet açısından daha avantajlı.”

Sağlık kurumlarının yönetiminin, alanındaki sendikalar ve meslek örgütleri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini de vurguladı ve konuşmasını sonlandırdı.

“`